Yüzünü görmeyeli, saçlarımı kahkül keseli çok oldu.. Belki 6 belki 7 ay, bilmiyorum.. Saat kaç, diyecek olsa biri, bakmaya korkuyorum... bilmiyorum diyorum.. Bahar geliyormuş öyle diyorlar.. Kış ne zaman bitti? Sonbahar geçti mi ki? Sanırım ben hala o belirsiz, anlamsız, keyif kaçıran Eylül günündeyim...
3-5 gün önce elime bir fotoğraf gecti... Tam da çerçevelerden bahsetmiş, güç toplamış, kendimi kınamış ve sınamışken...Senden sonra belki birkaç, belki binlerce defa... Fotoğraf muhtemelen yakın bir zamana ait.. Hava sıcak beLLi.. Ama çok mutLuyuz, görebiLiyorum..O güzel gülümsemeni suratına yaymışsın, yanağın koynumda, gözlerini güneşten hafif kısmış yüzü yüreğime tanıdık bir adam.. olağanca sevgisiyle sarıp sarmalıyor... Senin teninin yakınındaysa, ben... bir kadın.. tuzlu teni, mutlu gülücüklerdenağrımış suratı, dolu kalbi ,üzerinde beyaz bir elbise, aşık...
Kum saati kırıldı... Herşey tuz buz... Ama akan birşeyler yok...
Kızgınlık var çok, bir de zamanı durdurması için yalvardığım tanrı...
Bir sigara yaksam şimdi...Neyini beklerdim hala?
Kokunu mu daha çok, yoksa sevmelerini Mi?
Derin bi nefes aLıp, kokunu içime çektim .. bin yıL yetsin istedim ...
çok özledim seni ...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder