11 Haziran 2009 Perşembe

HAYATA SARILMAK

hayata bugüne kadar sarılmamışım ben...
Benim sarıldığım anlarmış, insanlar, nesneler... Ben hayata hiç asılmamışım gitme ellerimden, önümden diye...
Nerden mi anladım bunu? Ne zaman mı?Pamuk prensesim, ki kendisi bayağı eskilerden bir prenses, aptal bir hastanenin yoğun bakımında yatarken... 90a merdiven dayamış durumda kendisi... 1 ay içerisinde ikinci defa bu abuk hastanedeyiz, onun hayatı kurtulacaksa buranın koridorlarında ömrümde geçebilir gerçi...
Dün, bir an geldi tamam mı devam mı diye sordular... Hepimize... Ben dedim ki devam,hepimiz dedik devam.. Biliyorduk çünkü o hepimize ayrı ayrı sözler vermişti ve sözünü tutmadan bırakmaz bizleri... Bırakmadı da zaten, en cesur haliyle yattı o yatakta ve tüm içini, tüm kalbini açtı, güvenebileceğini söylediğimiz, ama yabancı kimselere...
Şimdi sonbaharda sararan, düşmeye hazır, titrek ağaç yaprakları gibiyiz hepimiz... Doğru mu dedik, doğru mu ettik, bilemeden, içimizdeki tereddütleri birbirimize söyleyemeden bekliyoruz Pamuk Prenses açsın gözlerini, çok iyiyim desin ve başımızı alıp gidelim diye bu hastaneden...
Bu yaşı, bu acısı, bu kadar sıkıntısı ile ne zaman girsek yanına yapacaklarından bahsetmekte, nerelere gitmek istediğinden, neler yemek istediğinden, nelerimizi görmeyi düşündüğünden... Aklı ve koskocaman, yara almış pamuk kalbi herşeyi isterken, en güçlü halleri ile hayata sarılırken, yaşlı, minik vücudu meydan okumakta kendisine... Savaşı kazanacak benim prensesim biliyorum... Savaşı kazanacak ve biz zafer sarhoşu askerlerin naralarını savurarak etrafa, yine pazar gazetelerini okuyup, kahkahalar atacağız... O hiç bilmediklerimi anlatacak, ben susup dinleyeceğim.. o annesini anlatacak, ben ağlayacağım... O hala bekar olmamdan şikayet edecek, gülümseyeceğim... O bana sigara böreği yapacak, biz bir orduyu doyuracak börekleri yiyip, patlayacağız... O gözlüklerini isteyecek ve bulmacalarını çözecek... O herşeyi bilecek, herkesi görecek, hep yanımda olacak, ANNEM olacak!!!
Ve ben ondan azıcık birşeyler kapabildiysem bu 29 senede, belki de hayata daha sıkı sarılacağım, abuk subuk kişi, olay, zaman ve mekanlara takılı kalmadan, hayatı hayat olduğu için, benim olduğu için, çok çabuk geçtiği için, tadına varılması gerektiği için daha çok seveceğim...
Pamuk uyan, çabuk iyileş... Nişantaşı Konak elma şekerlerini vitrine koymuş... Bezelerde hemen yanında! Sen ve ben elma şekerlerini kemiririz arsızca yolda, Küçük Anne'ye de bir torba beze ...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder