16 Haziran 2009 Salı

Burçin wants to...Burçin is... Burçin will be...

Burçin wants to
yeni bir beyin implant'ı geçirmek... Tüm devreler yenilensin, taptaze, mis gibi bir beyin, hatta üzerine biraz da limon sıkarak lezzetli günler geri gelsin,kaldığı yerden en mutlu hali ile devam etsin

Burçin suffers from
anlamsız kararlarından, tutarsız hareketlerinden, HAYIR ya da İSTEMİYORUM ya da YETERRRRR, SİKTİRİN GİDİN diyememekten

Burçin dreams of
bu şehri en sevdiklerini de yanına alarak terk etmek, sakinlemek, pişmanlıkları, olmadığını savunsa da, bir kalemde silip, daha doğrularını yapabilecek güce, beyne ve zekaya sahip olmak, bir sahil kasabasında bütün gün iddaa oynayıp, şıpıdık terlikleri, yanık teni, kırmızı şarabı, kedisi ve bir de güzel köpeği ile hayatını yaşamak, ruhen ve bedenen yormamak, yorulmamak...

Burçin is
kendine çok kızıyor her alkollü gecenin/gündüzün sonunda telefona sarılıp ona buna abuk mesajlar atmaktan... Cep telefonu artık bu tür gecelerin başında evde kalacak, cezalı olacak, hiç bir numara hatırlanmayacak kadar çok içilecek ki etraftakilerin telefonlarına da saldırı düzenlenmesin...

Burçin wants to stay at this age forever...Maybe few years younger, that would be awesome, too...

AMA,

Burçin is afraid of
herkesin onu bırakıp gidecek, bu durumda "Forever young, and eternal life" çok geyik olacak olmasından, ve geçmişi hep çok özleyecek olmaktan, durumun bundan daha beter olabilecek olmasından...

BU SEBEPLEDIR KI,

Burçin wants to
tüm sevdiklerine sıkı sıkı sarılmak, onlar arada sıkılıp ya da nefessiz kalıp gevşetmeye çalışsalar bile kolları, kesinlikle kenetlemekten vazgeçmemek, tüm anları, anıları ne zaman isterse, nerede isterse hatırlamak, bir DJ sevgili edinmek, öyle sevişsin, öpüşsün, koklaşsın, kavga etsinden çok, mood'una göre her daim evde müzikler çalsın diye, çocuk yapıp kendi sıyırık, çıtaları eksik beynini ve rahatsız ruhunu kanından canından bir nesil ile devam ettirmek, sevmediği, beğenmediği, katlanamadığı, çok konuşan, boş konuşan, haz vermeyen tüm olay ve insanları delete'lemek masaüstünden, geri dönüşüm kutusundan ve hatta tüm memory'den...

Burçin wants to
yeniden o en naif ama en mutlu çocukluk günlerine dönmek. Mümkünse kafaların pek bir havada, ruhun çok bir serbest olduğu ilkokul ve Kumburgaz yıllarına, yerlerine...Kumdan kaleler yapmak, saçının dibine kadar kumla eve girip anneyi deli etmek, arkadaşlar çağırdı diye merdivenlerden inmek uzun ve sıkıcı gelince, 1.5uncu kattan atlamak, deli gibi bisikletine binip, lastiklerini kaydırarak en çok kim iz bırakıyor derken bisikletle merdivenlerden uçmak, ölümü, hastalığı, anne ve babanın yaşlanmasını, bir gün onu bırakıp gidebileceklerini, daha doğrusu gideceklerini, yolların ayrılacağını bilmemek, patlayana kadar kiraz, şeftali yiyip, üzerine sütlü mısır ve macun bitirdikten sonra, su içip tüm bir günü geğirerek ve köpürerek gecirmek, biz bir çekirdek aileyiz mantığı ile istisnasız herşeyi beraber yapmak, hiç ayrılmamak, hep çok gülmek, onları dinlemek, mutlu olduklarını görünce geçmişteki anıları ile çocuk ruhuyla mutlu olmak, ışıklı bebeği ile yatağa gidip, gecenin bir körü " Babaaaaa, suuuuuu" diye bağırmak ve ona bebeğin ışığı ile yol göstermek...

BURCIN HAYATIN ARTIK BURADA DURMASINI ISTIYOR, ZAMANIN GECMESINDEN KORKUYOR, YASLANMAKTAN DEGILSE BILE...GIDENLERIN, BITENLERIN BU KADAR ACI VERECEGİNİ BU KADAR DUSUNDURECEGINI BILMEK ISTEMIYOR! BURCIN KENDISINE VE DIGER ISTEYEN HERKESE BIR HAK VERILMESINI ISTIYOR, YA EN BASA DONELIM YA DA DAHA FAZLA UZULMEDEN BIR SONRAKI YASAMIMIZA GECELIM

Bugün de böyle oldu.......

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder