15 Haziran 2009 Pazartesi

Hayatın Konuşulmayan Kuralları (içinde birazcık pok muhabbeti var, önden uyarayım dedim)

Cosmo dergisi Şubat sayısında "Hayatın Konuşulmayan Kuralları" diye bir yazı yayımlamış...

Bugün, patronlarım dışarıda olunca öğle yemeğime eşlik eden Cosmo ve özellikle bu yazı çok güldürdü beni... İlginç kurallara değinilmiş tabii ama beni en çok güldüren ve düşündüren bir tanesi oldu...

Yazı demekte ki, erkek arkadaşınız ile birlikteyken (dergi ağırlıklı bayanlara hitap etmekte ama ben kuralı genele yayarak erkek arkadaş kız arkadaş farketmez diyorum) eğer gaz kaçırırsa aldırmamış, anlamamış gibi davranın... Devamında ise açıklama genişliyor ve öğüt olarak verilen " İlişkiniz sağlam temellere dayanıyor ve uzun süreli ise bu durum aranızda zaten bir sorun yaratmayacaktır ama 4-5 aylık bir ilişkiniz varsa ve tam DVD keyfi sırasında erkek arkadaşınız gaz çıkarırsa, keyfinizi bozmamak için olaya hiç tepki vermeyin, üç maymunu oynayın !"

!!!!!!!!!!! Hayretlerimi mazur görün... Öncelikle üç maymunu oynamak "görmemek - duymamak - bilmemek" değil miydi?? Kimse koklamaktan bahsetmiyor, çıkması gayet mümkün olan, BENİM havamı da zehirleyecek, ciğerlere ve mideye zeval verecek koku karşısında...

Ya deli divane tapındığım, yollarına gül döküp, en bomba DVD'yi kiraladığım, aşkımdan dağları deldiğim, 4-5 aylık adam, bu romantik buluşmaya gelmeden az önce midesinin aslında hiç kaldırmadığı, bağırsaklarının da her seferinde tepki verdiği, ama nefsinin "illaki isterim" dediği bol acılı dürüm Adana, yanında yayık ayran bir de önden gelen minik acı biberlerden birkaç tane öğüttüyse...Hangi insan evladı dayanır böyle bir menüye, alttan ya da üstten bir şekilde bir tepki vermeden... Zaten öğütmekte yanlış laf oldu, çünkü o hüüüppp'letip bunları, koşarak can sevgilisi, yani sizin yanınıza geliyor... Ehh bu durumda öğütmek doğal olarak sizin yanınızda başlıyor :)

Duymamazlığa gelebilirim (mi acaba?), gülmemezliğe de belki (hiç söz vermiyorum, ben makaraları gevşek bir insanım) ama kokuya katlanmak hiç kitabımda yazmaz, hayatı koklamak üzerine kurulu benim gibi bir insan için... Ben içtiğim ilacı bile prospektüsünü okumadan önce kokluyorum...

Ayrıca siz de kasmayın yani... İnsanlık hali bu da demeyin, alışır sonra, neme lazım... Ama gayet kibar, remote control'ün pause düğmesine basın ve kendinizi en yakın temiz hava bölgesine atın... Hala salağa yatıyor, sizide yanına yatırmaya çalışıyorsa, işte o zaman hayatın konuşulmayan kuralı uygulanmalı: "Ne oldu sevgilim, niye kalktın?" "Sana meyve getirmek için hayatım..." (Kivi, ballı muz, çilek,kiraz bağırsak çalıştırıyor haberiniz olsun!!)

Ben napıyorum önlem amaçlı? Bugün bir eleman aşağıdaki uyarıları aldı, okuma bilenler ve bilmeyenler için... Asıyorum evin en romantik olabilecek, dvd seyredilip, sevişilecek köşelerine...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder