25 Ocak 2011 Salı

Araya sıkışmak zorunda kalanlar...

Hepsi ile ilgili tek tek, uzun uzun yazmak gerek aslında ama on yüz milyon parçaya bölünen beden, beyin, kalp ve zaman yeterli değil...

O yüzden iki TIKSIRMA arası birşeyler çiziktirip kaçacağım yine...

Düğün hazırlıkları arası en çok canımızı sıkan bu içki yasakları oldu bizim, konuşup anlaşmaya çalıştığımız mekanlara ilk bunu sorduk... Sevgiliyle benim güzel bir düğünden anladığımız gırla içki, boombastic music çünkü... Şimdi içki içebilme yaşının 24'e çıkarılmaya çalışıldığı bir ülkede 21 yaşında evlenen babamın karısını koluna takıp tarabya'daki muzikli lokallerden birine gidip içki içememesi, en az üç sene daha bekleyecek olması, bu arada şıra, ayran, cola turka gibi zihniyete ve zihniyetin cebine hizmet eden içeceklerle nefis körlemesi sahnesi gözlerimin önünde... Ağzı bırakıp totoyla gülesim geliyor...

Bir arkadaşımız seks yaşını da 32'ye çıkaracaklarından korktuğu için bu aralar beline kuvvet çalışmakta... Kendisine kolaylıklar diyesim geliyor...

Sanattan çok anlamam, beni resim sergilerine değil, insanlık tarihi, savaş müzelerine götürün derim genelde... Ama emeğe saygımı olabilecek en üst düzeyde tutmaya çalışmışımdır hep! Ucube diyerek bir insanın emeğini aşağı gören  bir başbakan benim başbakanım olamayacağı gibi, hiç aynaya bakmadığını da bir kez daha cümle aleme gösterdiği için, kendisine acıyasım geliyor...

İnsanların tepki verme süreç ve sebebini bile faşist bir mantık ve yönetim şekli ile engellemeye çalışan kabadayı kılıklı bir dolu hergelenin yönetici olmasına, bunların bir de alt tebası olan toto yalayıcılarının olmasına YUHHH'lamayı bırakın ana avrat küfredesim geliyor... Hayatımın hiç bir evresinde sevmediğim, bundan sonra da ayrı bir sevgi göstermeyi planlamadığım içlerinde dostlarımın, akrabalarımın, arkadaşlarımın olduğu GS taraftarı, lafım size! Ucu tüm Türkiye'ye dokunan kim gelirse karşınıza ve nasıl bir provokasyon yaparsa yapsın, korkmadan, yılmadan YUHH'lamaya devam! Sizi almazlarsa içeri, ne idüğü belirsiz kameralardan belleyip, içiniz rahat olsun biz gelir devam ederiz!

Küçük balık yoksa büyük balık da olmaz diye yırtınsak da kontrolsüz güç maalesef güç oluyor bu ülkede, marmara da tez zamanda bir lağım çukuru! Şu balıklara dokunmamaları için, o trolleri evlerinin içinde mi patlatmak gerek bu insanların bilemiyorum ama azalan balıklarımız için ağlayasım geliyor!

Ve tüm Uğur'lar, Hrant'lar, Gaffar'lar, senelerdir faili meçhuller için, daha son sözümüzü söylemedik diye haykırasım geliyor!

bu ülkeyi, bu milleti kendi çıkarları ve cebi için harcayan baştaki, alttaki, ortadaki, görünen, görünmeyen HERKES!!!

17 Ocak 2011 Pazartesi

Devam...

  • Kendi kendinime kaburgamı kırdığımdan şüphelensem ve ağrı içinde kıvranıp, sevgiliyi öpmek için bile arkadan destek almak zorunda kalsam da
  • Haftasonları çok hızlı ve uykusuz, haftaiçleri çok uzun ve uykusuz geçse de
  • Her önüne gelen hatır bile sormadan ne zaman düğün diye sorsa da
  • Detoks yapıcam diye sadece sıvı almaktan tüm bünyeyi çökertip hüngür sümük grip olsam da
  • Soğuk havalar pek soğuk olup, yaz her dakika daha çok özlense de
gülümsemeye devam ediyorum ben... Çünkü mutluyum... İyi ki mutluyum...

6 Ocak 2011 Perşembe

E-V-L-E-N-M-E

Zor iş bu iş...
Sinirler harap oluyor...
Birden fazla insanı tatmin etmeniz, dinlemeniz, bazılarına kibarlıktan ses çıkarmamanız, ses çıkaramadıklarınızın acısını diğerlerinden çıkarmanız, SİZ'in isteğinizin HERKES'in ortak isteğine dönüştüğü, rüyalarınızda sürekli ya nişana ya da düğününüze geç kaldığınız, daha da kötüsü bembeyaz gelinliğin üzerine hep göz kalemi sürdüğünüz, teklif aldığınız, aldığınız tekliflerdeki rakamlara şaşa kaldığınız, zaten batık para olarak kabul ettiğiniz bir bütçe için daha da içinizin acıdığı, ev düzmeye çalışırken düzüldüğünüz, su borularının plastik mi demirden mi olduğunu öğrenmek için yüzlerce lüzumsuz adam aradığınız, annenizin size dantelli saten gecelik almaya çalıştığı (ben satene DOKUNAMAM ya DOKUNAMAMMM, anlatamıyorum derdimi), babanızın davetli listesinden isimleri sildiğinizi görüp " beni de sil istersen bu gidişle bende gelemeyeceğim" diye trip attığı, bir günde 16 tane beyaz kıyafet deneyebileceğinizi gördüğünüz, hiç tanımadığını bir grup insanın sizi beyaz balina aydın moduna sokmak için döt döbek herşeyinizi gördüğü, gelinlik içinde nefes alınmaması gerektiğini öğrendiğiniz, çişiniz gelirse altınıza yapacağınızın bildirildiği, sevgili ile kaçıp uzak diyarlarda evlenesinizin geldiği bir dönem...

Benden tavsiye, eğer bu işe gerçekten kafayı kırıp girecekseniz:

  1. Benimki kadar sevgili bir adam bulun... Ve onu çok sevin, çünkü o sizi çok seviyor ve sizin istediklerinizi elinden ve cebinden geldiğince gerçekleştirmeye çalışmak için çırpınıp duruyor! GIK'ını en minimumda o da ara sıra çıkararak
  2. Deli misiniz nesiniz bilmiyorum ama basın gidin başka bir ülkede az ve öz davetli ile evlenin!
  3. Evin su tesisatı demirdense geçmiş olsun, hepsini değiştirmelisiniz
  4. Baba ile dalaşmayın, anne kaldırıyor biraz daha ama baba bir bakıyor, 7 milyar dünya nüfusunu düğününüze davet etmek istiyorsunuz
  5. sinirleri baştan aldırın ya da durmadan mantar yiyin! Event'in sonunda "bad trip" der geçersiniz...