7 Şubat 2011 Pazartesi

neler oluyor hayatta? birde su ruya gercek olsa olsa...

1 ay once parmaga follos olan yuzuk o gece parmaga girmiyor mesela...
niye?
cunku yerden isitma sonuna kadar calisiyor herkesin belden asagisi yetiler gibi sis, parmaklar L-beden!
muzik olayinda sinifta kaliniyor...
ayni "masa dolasmayiz biz" kuru sIKI sallamalarinizi yedigimiz gibi!?!
deli yoruluyoruz...
biz bunu en istemem ama azicik yan cebime koy diye yapan ekiptik, yine de shaftimiz kaydi!
niye?
cunku bizi seven, birlikte gormekten memnun olan, bizimde onlarin orada olmasindan cidden mutluluk duydugumuz insanlar vardi etrafimizda...
kiyamadik, istemem yan cebime koy killigimizi bir yana atip, bildiginiz somine onu kedisi modunda sokulup sarildik!
bu arada kuaforume en derin sevgi ve saygilarimi sunmak isterim bu vesile ile!
yok boyle bir olay hanimlar!
ben boyle rahat ve duran bir sac, bu kadar opmeye yalamaya saat sabahin 4unde makyaj pamugunun dibini gordurecek kadar sabit makyaj gormedim!
helal olsun, kendisinden benzer guzel performanslari dugunumde de bekliyoruz!

------

nerde kalmistim....
heh evet sokuluyorda sariliyorsunuz...
71 kisiye benzer muamele kolay degil dolayisiyla deli yoruluyorsunuz
300 kisiye nasil yapacaginizi dusunuyor isin icinden her ikinizde cikamiyor tirsiyorda tirsiyorsunuz...
cok simariyorsunuz...
hele de hatunsaniz; olayin totonun bircok seferler tavana vurmasi ile agiz kulak hizzasinda geciyor saatleriniz
ertesi gun herkes normal hayata pek hizli donuyor yalniz
hatun kisi icin siddetli bir dibe vurus oykusu...
reminder koydum kendime dugun icin daha yumusak gecisler rica edecegim ertesi gun ayildigimda...
korkuyorsunuz...
oyun degil bu...
biz hayatimizi birlestiriyoruz

-------

parmagimdan hic cikarmadigim bir yuzuk
aynada gozume carpiyor gulumsuyorum
incecik bir halka gelecegime guven veriyor...
gidecegimiz cok yol var... ben biraz uslanmaliyim belki, o hep sarilmali
herhalde beraber yatisiriz.


4 Şubat 2011 Cuma

Nabız sıfır...


Birilerinin benim için yazdığı, ezberlemeye ya da bir kere prova etmeye bile fırsat olmadan, her anını, her gününü, herkes gibi, bilmeden yaşadığım hayatın yeni sahnesi resmi olarak yarın başlıyor...
Panik had safhada...
Heyecan onun biraz üstünde...
Asabiyim ucundan ota boka laf ediyorum...
Duygusalım da sanırım biraz....
Hazırım onu da biliyorum...
Kendi örneklerimle her gün dikte ettirdiği bir tek şey vardı son 30 senenin bana! O da günün yaşanması gerektiği, dünün geçmiş, yarının olup olmayacağının bile bilinmediği!
Yine kendi örneklerimle kendi oyunlarımda rol aldım, bazen en başta; bazen korkup, çekinerek ya da sevmediğim için en arkalarda...
Çok koştum, zıpladım, sevdim, kırdım, kırıldım, yaşadım, kahkaha attım, gözyaşı döktüm, planladım, kinlendim, çıldırdım, çıldırttım, çalıştım, yoruldum, mutlu oldum, dibe vurdum, toparlandım, yürüdüm, yuvarlandım, yedim, içtim, sızdım, gezdim... Her sahneyi birbirinin benzeri reveranslarımla terk ettim...
Gerçekten oyun olarak baktım bir çok şeye, her zaman keyifli olmayacağını, çok yıpratacağını bilsem de... Hep omzumu sallayıp gidebilirdim çünkü, kırıklar ya da mutluluklar bana baki kalarak...
Şimdi beni ben yapan 30 sene ve tonlarca reverans üzerine, yarın en cici kıyafetimle hayatımın en önemli rolüne çıkıyorum yepyeni bir sahnede... Bundan sonra birçok şeyin monolog olmayacağı, omzumu silkip gitmenin pek sökmeyeceği, üzülüp kırılırsam beni sarmalayacak birinin daha yanımda, yakınımda olacağı, çok seveceğimi bildiğim, çok heyecanla beklediğim, hatta aşırı heyecandan feci kıllaşıp sevgilinin anlamsızca ağzının orta yerine ettiğim, son nefesime kadar severek oynayacağım, belki hiç bir zaman Oscar almayacağım ama yine de tüm performansımla THE END yerine MUTLULUK yazdıracağım bir rol...

Ödüm bokuma karışıyor, elimize yüzümüze bulaştırmayalım lütfen yaaaaa ...