12 Haziran 2009 Cuma

HaYaTı AkıŞıNa BıRaKmAk...

Bazen aramamak gerekiyor aradiginiz her ne ve her kim ise... Oluruna birakmak gerekiyor bazen... En istedikleriniz en beklemediginiz anlarda sunuluyor önünüze ya da rastliyorsunuz yanlislikla orada burada,en beklemediginiz anlarda tabii yine!!

Olaydaki trick bu! En beklemediginiz an oyle bir an ki pas gecme ihtimaliniz %99! Geri kalan yuzde de sayica bollukta olan dunya nufusu ile paylasilinca, hallelujah o AN'I yakalayabilene ask olsun, ama hemde helal olsun!

Matematiksel yonunden cok hayati akisina birakmakla ilgiliyim ben! Biraz sosyal, biraz duygusal,biraz da burcinsel yonu :) ozellikle bir seyi mi, yok hayir herseyi aslinda! Calismayin, cabalamayin, birseylerin ugruna savasmayin degil mantik yanliz,uyarmadi demeyin!

Cok farkli kulvarlar da basliyoruz debelenmeye hayatin icinde, hayatimiz icin! Cok farkli sevgiler yasayip cok farkli acilar biriktiriyoruz kalplerimizde, farkli renklerde boyuyoruz ruhlarımızı! Bir yerlerde yollar kesisiyor bazilarinizla, birbirimizin renk,aci ve sevgilerini paylasarak zaman'I kesfediyoruz beraberce. Sormuyoruz bence birbirimize, hayatin neresindesin die, ilgisizlik ya da belki ihtiyac duyulmuyor, zaman kisitli daha onemli sorular var veya biliyoruz belki de...

Dost,arkadas,sevgili,akraba tanirken yollarin kesistigi yerde, bircoğunun elendiğini, üzdüğünü, haketmediğini, uğruna verilen çabanin karşinizdakine viz gelip tırıs gittigini, ve hatta onlarin karsinizda bile olmalarinin hata oldugunu görüyor,duyuyor, yasiyorsunuz... İşte burda opportunity cost giriyor hayatınıza :) Zamanında birey veya birşeylerle yollarınızı kesiştirmek adına vazgectikleriniz için ödediğiniz bedel yani... İşte tam bu bölüm için konuşuyorum, yazıyorum, çırpınıyorum, karar vermeye çalışıyorum ben... Yok artık olmasın, istemiyorum savaş vermek hayatıma anlamsızlıktan başka hiçbirşey katmayan şahıslar ve seçimler için... Ne öldürülmek ne de katliama yol açmak olmasın artık gibi geliyor ilerleyen zamanlarda... O yüzden ben kararlıyım hayatı akışına bırakmaya... Daha az kızmaya, daha çok sevmeye, sevmiyor ama die yıpranmamaya, yıpratmamaya, tekerleği her seferinde yeniden keşfetmemeye...

Bugüne kadar olan tüm eylemlerden vazgeçip, yorulduğumu farkettiğim anda, hayatı akışına bırakmak... Zamanlama süper bence, tam da seneyi devir ederken, beklentileri en yüksekle en dip arasında bir yerlere sığdırmaya çalışırken, mola vermek...Bu molanın ve akışına bıraktığım hayatın poka sarmamasını ümit ederek, ki korkarım ve uyarırım bazen böyle bir ihtimal de olabiliyor...Öyle hayatın süprizlerini heyecanla beklemek değil planladığım, süprizler bugüne kadar çok düşük oranlarda mutluluk veren cinstendi çünkü... Ama yinede bilmemek, önden bilgi toplayıp öğrenmemek, kasmamak yapılacak çok iş, girilecek çok kalp, söylenecek bir dolu söz, dökülecek sonsuz gözyaşı, atılacak çok kahkaha var diye...

Vazgeçtim yani uçurumları aramaktan, yokta zaten benim aradığım tarz bir uçurum... Ben hayatı akışına bırakıyorum bundan sonra...

Ve hayatımın akışında çok eskilerden tanıdığım, zaman içinde kaybettiğim, akıl kemal-e erince Yakup'ta beraber şişelerin dibini görüp, börülce sevdamızı dindirdiğim bir arkadaşımın lafını hatırlıyorum şimdi... Fuck new year :))), ve bizce VİVA LA VİDA!!!!

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder