11 Haziran 2009 Perşembe

Pre- Babalar Günü... by HASAN ALİ TOPTAŞ

Yalnızlık bir boşluktur içimizde;
sisli yamaçlarında babalarımızın dev gölgesi dolaşır.
Babalar ki,bizde bitmeyen upuzun tiratlardır;
bir masal ağacına benzeyen ellerini uzatıp
ellerimizden çocuklarımızı okşarlar

Torunlarına baba derler sonra,
sürekli değişen sesleriyle torun çocuğunda hortlayarak.

Babalar, alınlarımıza yazılmış yalnızlıklardır.

Kimi zaman asarlar kendilerini tütün dumanına
bir akşamın en ince yerinde
yorgun yorgun,kimi zaman iç kanamalı bir şilep gibi
rakıya demirler yüreklerini;kimi zaman dayanamayıp kusarlar bizi hızla,
kimi zaman silerler görüntümüzü
kızları olmamış bir kızla ve dönüp dolaşıp baba kelimesinde yaşarlar.

Bu kelime biricik evleridir onların
ve onların,koşulsuz sevmek gibi sonsuz bir mahkumiyetleri vardır;severler.

Babalar ki, bizim tamamladığımızdır;

Döverlerse,yalnızca kendilerini döverler.
Erken çizilmiş karikatürlerimizdir babalar bizim;
onları tamamlaya tamamlayaçocuklarımızla tamamlanmaya koşullanırız.
Elimizden minicik bir el eksilse,
yanağımızdan küçücük bir ağız düşse ya da
Kulak mememizde asılı duran ve zamanı örtündükçe
inatla sesimize benzeyen o sessessizliğe dönüşse;telaşlanırız hemen.

Ellerimizi yitiririz birdenbire, yokturlar;
yanaklarımız tozlu bir ülkedir unutulmuş masallarda
ve şuramızda bir gökyüzü sürekli kuşsuzluğa doğurur kendini
ve eşyalar aslında birer boşluk olduklarını anımsarlar ansızın
sonra boşluk taşar boşluk kelimesinden,taşar.
Artık ne yapsak yapmıyoruzdur,ne yıksak yıkmıyoruz.

Babalar ki, yalnızlığın en uzun tarihidir içlerinden gelip geçtiğimiz.

Yalnızlık,çocuk kılığında bir babadır torunların büyüttüğü.
Ve her terekede bir yalnızlık vardır sulh hakimlerinin göremediği.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder