24 Ağustos 2009 Pazartesi

Geçtim düşler sokağından, bir gece vaktiydi...

Sakin bir haftasonu...
En geç 23.30da yatağa kavuşmalar... Sabah 10lara kadar gözü çok zorda kalınmadıkça (kalkıp tuvalete yürümek gibi zorunluluklar) açmamalar... Uyandıktan en geç 2 saat içinde tekrar en çayır çimen, en sakin, en püfür püfür esen kuytularda uykuya dalmalar... Hareket sadece günde iki saat gidilip, can çıkarılan spor ile sınırlı ve sürekli uyku, uyku,uyku... Uyandırmasalar, aynı insomnia'm gibi bu porsukluğumu da çok güzel devam ettirebilirdim aslında...
Bu arada rüya görmem, görsem de hatırlamam diyen ben ne rüyalar gördüm anlatamam... Anlatamam zaten sanırım çünkü gördüğümü hatırlamamın tersine ne gördüğümü tam olarak hatırlamıyorum yine...
ama bir keresinde dünyayı kurtaran ajanım, oralardan buralardan atlıyorum, yangınlar bombalar, koşmalar, birilerini öldürüyorum ve kaçıyorum... Hatun kişi olarak başladığım rüyada arada bir cinsiyet değiştirmekteyim o da twisted mind'ımla ilgili bir durum olsa gerek :) Taş gibi adam ve kadınlarla beraberim! Sonra birinde eski sevdicek ile mutluyuz, beraberiz, gülüyoruz, eğleniyoruz... Hatta o kadar mutluyum ki gecenin sabah dönen bi köründe kendi kahkaham ile uyanıyorum! Bir sigara yakıp, bu sefer uyanık, gülmeye devam ediyorum sabahın nemli rüzgarında, balkonumun yerlerinde... Başka bir rüyada eski arkadaşlar ile, eskiden tanıdık bildik sokaklardayım... Kayboluyoruz, buluyoruz, yağmurlar yağıyor, yapmak istenilenler olmuyor, sıkılıyoruz, sıkışıyoruz ama beraberiz... Ve daha bir sürüsü!!!
bu haftasonundan çıkarılacak ders: bu kadar fazla uyunursa organik beyin sendromu olunabilmekte! rüya ile gerçek birbirine karışmakta!
Ama bir de uykum var, yani şuracığa kıvrılsam uyurum :))

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder