17 Eylül 2009 Perşembe

Beynim beni ve kalbimi azad etse...

Ufff, puffff... Bu beyin kullanmayacağı, unutmak istediği, hatırlamaktan yorulduğu düşünce, duygu ve insanları niye temcit pilavı gibi belli aralıklarla önüme getirmekte?!
Beni de acıtıyor, kalbi de...
Dün geceden beri yine hatlar karıştı bende... Yine birşeylere takılındı! Birkaç adam öldürüldü gerçek ile düş arasında! Dişler birbirine geçmiş, ağız kitlenmiş, kaşlar bayağı çatık kalkıldı yataktan! Kalkar kalkmaz hatırlandı, yatağa girdikten sonra saatlerce o köşe senin bu köşe benim, o yastık kol altı, bu yastık topak diyerek fırıldanıldığı...
Yoruldum ben biraz yaaa... Hükmedemediğim beynim ve ele avuca sığmayan kalbim olmasın istiyorum. Fantezi için değil yani köşedeki kelepçeler, kalp ile beyni bir araya bağlayıp, komodinin kenarına hapsetmek için... Yenilerini de sipariş vericem hemen, bu böyle gitmez...
Neyse gidiyorum ben bu akşam ile yarın sabah arasında! Dinlenmeye - mümkünse-, eğlenmeye - bol bol-, doğa yürüyüşlerine - uzun uzun-, sağnak yağışlar altında kalmaya - ıslak ıslak -, masaj yaptırmaya - en Balilisi ve en herbal'ından-, gidilen matrak grup ile tabu oynamaya - kıran kırana-, denize girmeye - heralde popuşko dona dona-.... İnşallah iyi gelecek!

2 yorum:

  1. kesinlikle! ben de bunları yapmayı düşünüyorum. o kadar çok çalışıyor ki beyin, uyumuyor bile, düşünmekten yorgun düşüp sızıyor resmen.

    düşünüyor, hatırlıyor, unuttuğum sandığım şeyleri bulup getiriyor, ne kadar uyuz!

    YanıtlaSil
  2. Heh budur işte!! Uyuz!!
    Bitkinim yani artık onun uyuzluğundan!

    YanıtlaSil