25 Eylül 2009 Cuma

B.A.B.İ.Ş.K.O

Her ne kadar başlıktan Rusya'dan yeni ithal edilen bir bebekten bahsedeceğim anlaşılsa da, ben daha orjinal biri hakkında yazmak istedim bugün...
Nam-ı değer ulu Sayar... Ailenin direği, babaların babası, guruların gurusu, ekolüm, kahramanım, çok konuşan, çok dinleyen, fıkra anlatmasını kesinlikle beceremeyen, sinirlendi mi gözü hiçbirşeyi görmeyen, keyfi yerindeyken dünyaları önüne serebilen, fazla saygılı, bazen gereksiz sevgi ve özenli adam...
Bu adam ki hiç çocuk sevmez, sonrasında kendisi ile büyük bir aşk yetiştirip büyütmüş olsak da... Bu aralar kızının yaşı 30'a geldiği, değil bir torun koca adayı bile olmadığı ve etrafındaki yaşıtlarında torun seven sayısı arttığı için, yolda onun bunun küçük çocuklarına saldırmakta, şirketinde bebeği olan her elemana hediyeler almakta! Ama zamanında beni "bir zarar veririm" korkusu ile aylarca hatta yıllarca kucağına almamış! :) Şimdi artık kucağa alınası bir durumum yok, ama halen daha "zarar" konusunda çok endişeli... Kendi vereceği zararların az olduğunu farketse de bu kadar sene sonra etrafın verdiği ve verebileceklerine karşı çok bir panikte... Kızının canı, kalbi, beyni acımasın diye herşeyi yapmaya çalışan bir hiperaktif bu babişko!!
Hiperaktif derken abarttığımı sanmayın! 30 senedir aşk yaşadığım bu adam her sabah 5.30'da ayaktadır, sabah yürüyüşleri için... en geç 7de işinin başında! Gündüzleri bir aslanken geceleri - ki çok geçleri görememekte- tavuklaşır ve 11'i biraz geçirirse bir çocuk gibi mızmızlanmaya başlar... Sizden benden çok güzellik kremi kullanır! Gözü için, saçı için, kalçası için, vücudu için, dirsek ve diz kapakları için bakımları ayrıdır! Kızı bir kozmetik çöplüğü içinde yaşayıp, hiçbirini 5 günden fazla kullanamazken o her sabah, öğlen ve akşam itina ile uygular! Teknoloji ile arası kesinlikle yoktur! O kadar ki, kızının yurtdışında yaşadığı 4 sene boyunca her gün web cam'i açmak için en az yarım saat harcamıştır! "Seni göremiyorummm" diye çığlık çığlığa bağırdığı günler daha dün gibi, kamerayı ters taktığı için... Tüm bayram mesajlarını kızına çektirir... Her bayram ve toplu mesaj günlerinde 1000 kişilik bir sim kart ile cinnet geçiririm ben! Vücudun kinetik enerjisi ile çalışan saatlere bayılır ama kurmayı beceremez, dolayısı ile durmasınlar diye akşamları kolunda üç saat ile gazete okuyan baba benim babişkomdur!
Hayatımda hiç ağlarken görmediğim, aşkımın hiç tükenmeyeceği, bana olan sevgisinden şüphe etmeyeceğim tek adam... Kızı altı sene evvel evden taşınmak istediğinde, " kız evladı evinden gelinlikle çıkar" geyiklerine kafa tutmuş, beni evlendirmek isteyen jenaratörcüyü havuza atmış, ıslık çalmasını hiç beceremeyen, maçlarda omuzlarıma çıkıp kollarımı morartan, saçlarının seneler içinde daha çok beyazladığını farkettiğim yakışıklı adam!
Senden başka ama senin gibi kimi seveceğim ben acaba?! Ya da kim senden başka ve sen gibi değer verecek bana!?

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder