21 Ekim 2009 Çarşamba

Utanıyorum...

Hem de çok utanıyorum kendimden...
Her zaman değil bazen ama... Bu daha da utanmama neden oluyor sonra...
Ne dertsiz hatunum aslında, haydi hoppidi hoppidi demem gereken bir dolu zaman varken... Ama ne yapıyorum yok iç savaş, yok boş yatak, popom açık, boyam akık, sevdiğim çok, sevebileceğim yok, parmağım yamuk, gözüm bok rengi...
Söylendikçe söyleniyorum aslında hayatın yaşamam için önüme sunduklarına ve paketin ta kendisine...
Sonra bir telefon çalıyor... Ne zamandır konuşmamışım kendisiyle, anlamam lazım bu normal bir arama değil... Adab-ı muaşeret gereği sorduğu "nasılsın" sorusuna uzadıkça uzayan, herşeyden yakınan, yataktaki adamı, sokaktaki çamuru, ellerini kollarını sallayarak sınırdan girip alkışlarla katilleri karşılayan ülkeyi, mandalinanın tatlılaşmaya başlayan günlerini, akıttığım kanları, anlatamadığım yanları şikayet ediyorum da ediyorum... Nefes almayı hatırladığım bir anda, sırf anlamsız bir saygıdan soruyorum "ya sen nasılsın" diye... Keyifsiz belli aslında, çok kızıyorum, farketmemişliğime... "oğlum hasta" diyor...
Sessizliğim saygısızlık derecesine varmış olmalı ki " Burçin..?!" dediğini duyar gibiyim... Utanıyorum... Nerelerdeyim ben? Nelerle meşgulüm insanlar sevdiklerini bir gün kaybedebileceklerini öğrendiklerinde?! Ve benim dilin kemiği hakikaten mi yok, hasta olduğunu öğrendiği gün kendi canının, ben hala ona mickey'li don giydiğimi anlatmaya çalışıyorsam...
Sustum, çok uzun süre, bıraktım o anlatsın, bağırsın, ağlasın... Zaten baştan vermişti tüyoyu, yorum değil dinleyen istiyordu... O anlattı ve ben utandım!
Hayatı bu kadar eleştirdiğim, dert tasa olmayan bir dolu şeyi dert tasa yaptığım, güzelliklerin anlam ve önemini bu kadar sığılaştırdığım için...
Kimden özür dileyesim var en çok bilmiyorum... Küçücük oğluşunun hasta olduğunu öğrenen ve elleri kolları bağlı kalan O'ndan mı? Saçmalamayı ve bu saçmalıklar ile birşeyleri hep zehir etmeyi görev edinmiş kendimden mi? Yoksa iyisi ve kötüsü ile, ama herşeye rağmen en canlı hali ile bana sunulan hayattan mı?

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder