27 Ekim 2009 Salı

Hooop sıradaki takıntı lütfen...

Bir elim arabanın direksiyonunda, ama arada bir kulağımdan kayan telefonu da sabitlemekte kendisi... Diğerini neden mi kullanmıyorum, onunla kendimi parçalıyorum... Nasıl mı? itina ile burun etrafı ve içini koparıp, kabuk bağlatarak... İlk aşama zevksiz ama kabuk olup kabukları kopardıkça kendimden geçmekteyim...
Farkettim mide bulantısı ile karışık bir korku kapladı içinizi... Haklı olabilirsiniz, her mide kaldırmamakta herşeyi... Ama korkmaya hiç gerek yok, başka kimsenin burnunun çemkirmiyorum, odak noktam sadece kendim...
Bu işlemi bir süredir yaptığımı farkettiğimde sanırım iki ay falan geçmişti üzerinden... İlk panik dışarıdan nasıl gözüktüğü üzerineydi bu yeni takıntımın... Sonuçta hoş bir manzara değil, ayağımda 12 cm topuklar, ceket pantalon, ve parmak burnun içinde, kanırttıkça kanırtıyorum... Allah'tan yırttım durum böyle değil, görüntü de... Zaten aksiyonu gerçekleştirirken de yalnız olmaya dikkat ettiğimi farkettim...
Arada bir yakalıyorum kendimi ve o aralardan birinde aklıma geldi bundan öncesinde nelere takıldığım... Hep bir zarar verme çabası mevcut :) Ne desem, nasıl anlatsam bilemedim size...

Bir dönemler kaşlarımı koparırdım... Bir süre sonra rutine bağlayan bu hareketim sayesinde bir dönem kaşsız dolaştığımı ve duruma - kendi kendime yapmama rağmen - çok ağladığımı bilirim... Kaşları koparır, sonra 0,5 kalemin ucu ile onları parçalara bölerdim... Mantık ne, neden ve ne yapmaya çalışıyorum hiç bilmiyordum, halen daha da bilmem açıkçası! Sonra ne olduysa oldu bu dönemi kapattık :) Kaşlar yeniden uzadı, ağlamalar bitti...

Her döneminde 29 küsür senenin tırnak yedim ben... Son 6 aydır pek bir istikrarlıyım, ama bu istikrar ile küçük bir Afrika ülkesi refah düzeyine ulaşabilirdi de... Ben ne yaptım? Tüm bu yatırımı bir kuaföre yaptım... Sonuç, tırnak yemiyorum, her hafta değişen renkli tırnaklarım var... Çocukluktan beri oje sürme aşkıyla yanıp kavrulan bu koca hatun şimdilerde turuncudan mora, siyahtan, fosforlu pembeye her türlü oje rengini denemekte! Ama 6 ay öncesi tam bir kabus... Sürekli elime vuran bir anne - ki eşşek kadar olup, bir an kendinden geçip bütün parmaklar ilk boğuma kadar ağzın içinde kemirilirken şaplak yemek sinir ediyor insanı! Sürekli kanayan parmaklar - ki çok uzun yıllar o kanı görmek için deli olmuştum :) Sürekli okuldan eve gönderilen mektup - ki kızlarının tırnak yediğini bilen aile bile sıkılmıştı her pazartesi okuldaki tırnak kontrolü sonrası mektup almaktan. Çok uzun yıllar yedim, çok uzun yıllar annem "ben kızımın tırnaklarını hiç kesmedim" gibi haberleri yerli yersiz ortamlarda anlattı, çok uzun yıllar acılı oje firmalarına belli bir bütçe ayırdık, ama ben ojelerin tadını beğenip onlarıda yediğim için kilo aldım, çok uzun yıllar içimden kurt çıkması ile ilgili tehditler aldım ve sonunda bir gün, bir kaç ay önce bıraktım tırnak yemeyi... Sıkıldım, siyah ojeye merak saldım, bir de elime dövme yaptırdım ojeli daha güzel gözüküyor diye... Şimdilerde çok bir eserse, ya da ben esirikliysem o gün, kenarları kemiriyorum azıcık, tüm et oburluğum ile... Ama o kadarcık...

Çok kısa olduğunu hatırlıyorum, yoksa heralde kel kalmıştım, ama bir aralar saçlarımı düğüm yapmakla uğraştım :) minik minik düğümler yapıp kendimden geçiyordum... sonra açamayınca makas yardımı ile kesilen bir tutam saç... Çaktırmamaya çalışmak pek mümkün olmadı çünkü 1 ay sonunda saçın şekli garipleşmeye başlamış, bir ucu uzun olan sağ taraf sol taraftaki kırpıklar ile hiç uyum göstermemiş ve nam-ı değer Bayan Sayar yine birşeylerin ters gittiğini anlamıştı kızının hayatında... Saçlar kısacık kestirildi, saça giden her el yine anne tarafından şaplaklarla engellendi...
Eveeeet, eveet kabul ediyorum... sorun var biraz... :) Birşeylerle uğraşmazsam içim rahat etmiyor! Canım acımazsa, biraz kan görmezsem asabileşiyorum... Şimdilerde sürekli burnum kanamakta ve hayatı boyunca normal olarak bir kere bile burnu kanamamış ben, "bakın bakın burnum kanıyor" diye gururlanıyorum... Psi, Psikopatım, billah yaparım...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder