22 Nisan 2010 Perşembe

İki şeyden şikayetçiyim...

Son bir aydır bu şikayetlerim devam etmekte... Çözümü tam buldum diyorum yeniden şikayet ediyorum...

Birincisi hayatımın en nefret ettiğim birinci hayvanı olan karınca! Herşeyi, herkesi seven ben, karınca derseniz akan suları gider hakikaten durdururum... Korkmak değil benimkisi, bildiğiniz, anladığınız, farklı nesne ya da kişilere hissetiğiniz NEFRET!... Her zaman derim repitatif hareketlerden ve koyun psikolojisinden hiç hoşlanmam... Bu karınca öyle bir hayvan ki, bir kere ödlek! Gidebiliyor mu bir yere tek başına, hayır! Giderse ancak peşine sürüsünü takıp gidiyor, on yüz milyon haneli rakamlarla! Ayrıca üretiyor mu bana yarayacak birşey, ona da hayır! Lüzumsuz, siyah, kıpır kıpır bir görüntü oluşturmaktan, yere bir iki kırık düştüyse onun etrafında birbirini eze eze dolanmaktan başka yapabildikleri hiçbirşey yok... Doğaya katkı, bazı hayvanlar onlardan besleniyor, çok çalışkanlar... Bırakın bu zırvaları... Kim isterse o karınca ile beslensin, yeter ki benim ÇATI!! katı olan evimden uzak dursunlar! Her türlü börtü böceği elimle tutar atarım, çok başedemeyeceğim boyutlardaysalar gavur yapmış ShellTox'u basar öldürürüm, hayvan delisiyimdir en son planım eve su samuru almak, tiksindiğim, yok olmaz dediğim canlı ya da cansız çok azdır bu dünyada, ama karınca görürsem sinir krizi geçiriyorum. (tüm çevreci arkadaşlarıma duyurulur, sokakta gezenleri ile ilgili sorunum yok - gözden ırak gönülden de ırak! Yeter ki evimden içeri girmesinler) Anneme göre;

  • Çalışkanlar, ama ben küçükken de hikayede ağustos böceğini sever, ona ağlarmışım kışın sokakta kaldı diye! Karınca böyle subursuz bir hayvan diye düşünüyordum herhalde çocuk aklımla, ne eğlenmeyi biliyor ne yardımı! Tek bildiği grup olarak git, istila et, topla, sırayı bozmadan geri dön!
  • Bereketler, sevgilinin işlerinin çok iyiye gideceğine yoruyor... İyi de o zaman niye onun evinde değil de 40 km ötede benim evimde çıkıyorlar gün aşırı? 
  • Beni çok seviyorlar... Kabus! Ve çok tek taraflı bir sevgi! gidin karıncalar, basın gidin evimden, ben sizden nefret ediyorum... Ve bu nefret hiç bir zaman büyük bir aşka dönüşmeyecek!
İkinci şikayetim yoğunluk ve yorgunluk... Çok yoğunum son bir aydır işte, gece yarılarından önce işten çıkmam mümkün olmuyor!... Bir de üstüne sosyal hayat düzgün gitsin diye koştur, sevgiliye ve sevgiliyle koştur, sporda haftanın dört günü koştur.... Bittim! Bittim ve dün zaten sabaha karşı girdiğim yatağımdan düştüğümü bile sabah alarm çalınca farkettim! toto bir yerde, ayaklar başka, kollar desen uyuşmuş yatılan pozisyon hiç bozulmadığından, alarm çaldı, çaldı, çaldı ve çaldı... Sonra hal ve gidişatın vehametini bilen baba, hissetti heralde alarmdan 10 dakika sonra aramaya başladı! Yıkılmadım, ayaktayım... Hatta bu gece bir düğün ve çok özlediğim sevgili ile bir sevişme çıkarmam lazım... ama yarın dokunanı yakarım, en malak halimle koltuk,yatak, yastık, yer yatıcam uyuycam...


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder