Evimin çok yakınında okul var benim...
İlk zamanlar çok zorluk çekmiştim, hafta içi değil de haftasonları etüd yaptıklarında... Mehter marşı ile derse girip, İzmir marşı ile teneffüse çıkıyordu çocuklar ve ben tüm marşlarda ayaktaydım... Sonra uçağa, ezana, İstanbul'un yarı martı popülasyonun çatımda bilimum yarışları yapmasına ve marşlara alıştım...
Hep acıyorum küçücük çocukların kendilerinden büyük çantalar, ellerinde torbalar, kollarında anne babalar ile sokaklarda sabahın köründe yalpalamasına... He biz yapmadık mı yaptık, ve eminim bize de acıyanlar olmuştur! Gün gelip devran döndü ve sıra bende şimdi...
Ama birkaç gündür gözlemlediğim garip bir olay var... Çocuklar havalardan mı, bizi teğet geçen küllerden mi, ağır çantalardan mı bilinmez, sabahın köründe yolların ortasındalar, acayip boş bakıyorlar, havaya bakıyorlar... Korna çalıyorsun, sanki transdan uyanıyor velet... Hayır, hep aynısını görüyorum desem, yine korkucam ama ufak derinlikte bir nefes de çekicem, ama farklı farklı bir sürü çocuk bunlar... Kızlı erkekli...
Artık bu sabah cidden tırstım, aklıma üçüncü sınıf bir korku filmi geldi, çocukların zuzaylılar tarafından beyninin yıkandığı ve hepsinin platin sarısı minik canavarlara dönüştüğü... Yarın tören vakti, hiç üşenmeyip gidip gözlemleyeceğim okulu... Birden fazla havalara bakıp, hareketsiz duran varsa, yarın ki en şenlikli günün tersine, ben kaçtım, uzaylılar aramızda!
Kalanların 23 Nisan Milli Egemenlik ve Çocuk Bayramını en içten dileklerimle kutlarım!
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder