31 Mart 2010 Çarşamba

İ.M.D.A.T.


NİYE iş yerindeki bir Allah'ın kulu herhangi bir projeye "benim" projem diye sarılmaz? Bu salla başı al maaşı mantığına bir ilaç bulunması gerekse kime başvurmam gerekir? İçlerinden bir kaçını ibret-i alem olsun diye farklı yerlerinden assam, gerçekten ibret-i alem olur mu? NİYE havalar azıcık ısınınca ortaya çıkmaya başlayan sivrisinek ilk gelir beni ısırır? Hatta baş parmağın en başını ısırması bir komplo mudur yoksa sezon geçişi sebebiyle alışmaya çalıştığı hayatında rastgele ile tombala arasında mı vızıldamaktadır? NİYE bu ay başı halleri, başı benden alır gider, iyice nevrotik bir insan yapar? Ayrıca gerçekten her ay başında, ortasında, sonunda gelmesi zorunlu mudur? Biraz mola verip, aklın normalden daha uzun süre başta kalmasına izin veremez mi? NİYE bu ülke çocukları kullanır hep, en kötü işlerde, en koca taşların atılmasında, en pis kokulu lastiklerin yakılmasında, en tehditkar ortamlarda? Daha mı kolay yıkandığı için naif beyinleri, daha mı yıkıcı güç oldukları için yoksa bol olup, tehlike anında harcanmalarından yüksünülmeyeceği için mi? NİYE ekranlar bolca kalitesiz program ve insanla kaynar gözünü sevdiğimin ülkesinde? Çişi gelen rüya tabiri yaparken, dikizlenen hatun milletinin görüntüleri reyting rekorları kırar? Cümleten sapıklığımız yanında mı büyümemiz durmakta, ekonomimiz batmaktadır, yoksa büyüyemediğimiz için mi başka yollara sapıyoruz? Bir ereksiyon sorunu almış başını gidiyor... NİYE insanlar bu kadar sabırsız, arsız ve saygısızdır artık? Ayrıca D&R içindeki koltukların tapusu benim bilmediğim bir dönemde bellli şahıslara verilmiş, onlar dışında kalanlar oturmama yasağına mı çarptırılmıştır? Oldu da bu bilgiyi atlamışım, büyük hatalar yapıp kahvem ile birlikte insan evladının her ülkede, farklı şehirlerde, çeşit çeşit mobilyacılarda üretebileceği bir salak koltuğa oturmuşum, NİYE canhıraş feryatlar ile tepinilir tepemde, "bu koltuk benim" diye? NİYE ben de en az koltuk kadar salağımdır ki, akıl edemem salak koltuğun salak minderini alıp, " al koltuğun senin olsun, otur kazıkların üstünde" diyip arkamı dönüp gitmeyi? NİYE beslenme uzmanı denen arka uzvumun uzmanları "hastamızın kilosunu, totosunu, JLO kalçalarını, sarkmaya yüz tutmuş kollarını ölçelim" derler? Hasta olmadığımızı kabul etmeleri, yemeyi sevdiğimizi anlamaları, bu sevgi ile kilo arasındaki problemi çözme amaçlı sadece ve sadece tavsiye istediğimizi, yoksa kendilerine kuruş vermeyeceğimizi idrak etmeleri o kadar uzmanlık sonrası mı zordur yoksa eziyet ve aşağılama insan oğlunun kanına mı işlemiştir?

Bugün parçalı bulutlu ya hava, bende şakımaktansa öğrenmek istediklerimi sorayım dedim...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder