7 Haziran 2010 Pazartesi

Siz siz olun...

Sakın yanında anahtarı olmayan, alkollü sevgiliyi sabaha karşı kendi evinin kapısında uyuya kalıp bırakmayın... :))

Çıldırabilir!... Bende ki versiyon öyle çıktı en azından, uyarmak istiyorum bu tecrübe neticesinde...

Muhteşem bir haftasonu planı var önümüzde Cuma'dan başlıyoruz sevgili ile zıplayıp hoplamaya... cumartesi programlar ayrı, o en yakın arkadaşının bekarlığa vedasına gidecek, ben ilk AŞK'ımı doğumgünü yemeğine götürüyorum... Dönüşte istikamet sevgilinin evi, anahtarlar apartmandan görevlisinden teslim alınıyor, sadık eş rolünde ben, kıllı çocuklarım ile başlıyorum sevgiliyi beklemeye... En son 03:23'te mesajlaşıyoruz, karnını doyuruyor benim sevgilim, yakında eve doğru yolcu... Ne olduysa o arada oluyor bana ve 03:30 ile 04:16 arası ölü toprağı serpilmiş şekilde uyuyorum, 04:16da anıran bir adamın sesine ve deli gibi çalan bir kapı ziline sıçrayarak... Sevgili çıldırmış, ben uykuluyum, o bağırıyor, camları yumruklamış (yuuh hiç mi duymam), 8 kere aramış (telefonun sesi de sonuna kadar açıktı halbuki), açık camdan içeriye cebindeki tüm bozukları atmış (ev cami önüne peçete açan dilenciler kıvamındaydı hakikaten), ama ben ve kıllı çocuklarım kıllarımızı ve popomuzu kıpırdatmamışız bile... Alkolünde etkisiyle bir buçuk saat (doğru süre 20 dakikadır) sokaklarda süründüğünü söyleyen sevgili bağırdı, bağırdı, bağırdı ve ben uyku sersemi o kadar sersem ve korkmuştum ki hakikaten ağlamaya başladım :)) Ne dediğimi, neye ağladığımı bilmeden sevgilinin bekleme süresinden fazla ağlayınca benim canım sevgili yumuşadı, sarıldı, öptü, okşadı, kendi de yatıştı... Anladı uykunun sevgilisinde bazen çok ağır olabileceğini, evin anahtarlarının herkes de olması gerektiğini, bu kadar ani tepkilere - hele bir de uykudan kalkmışsam - 5 yaş grubu çocukları gibi tepki verdiğimi :)

Aman siz siz olun adamınızı kendi evinin kapısında sabaha karşı sakın kapıda bırakmayın... Hem ertesi gün tüm apartmanı arayıp özür dilemek zorunda kalıyorsunuz hem de tüm arkadaşlarına anlatıyor, bir de onlara açıklama yapmak gerekiyor... 

Ey Türk Gençliği, bu hatun uyur... Bazen bırakın 24 saat uyur o koltuktan bu yatağa yer değiştirerek... Ağır uyuduğu dönemler vardır, top atsan uyanmaz, camı çerçeveyi indirmek nafile... Uykusundan uyandırılırsa da ya kızar küfreder, ya da ağlar, haberiniz olsun!

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder