2 Haziran 2010 Çarşamba

Geç de olsa keşfettim ki...


 Babayla kavga etmek beni haklı da olsam sersemce ağlatabiliyormuş....
Sevgiliye kıllık yapmak sadece kıllık geri getiriyormuş ki sevgili kıllı olmasına rağmen hiç kıl değil aslında...
Sürekli yakınmak insanları etrafından kaçırıyormuş, kimsenin kendininkiler dışında şikayet dinlemeye gönlü yok...
Sürekli şen şakrak da pek tutulmuyormuş, bu seferde sefa pezevengi gibi görüyorlarmış....
Sevdiğin işi yapıyor olmak çok önemliymiş, en az sevdiğin yemeği yemek kadar...
Her gün sevdiğini yemeği yemek de olmuyormuş ama, o zaman da menüyü ve işkembeyi biraz geniş tutmak gerekiyormuş... 
Pamuk hayatımda çok önemli bir yer tutuyormuş, o gidince kocaman bir boşluk olmuş, boşluğu kimse dolduramamış, sadece bol şaşkınlık, daha da bol özlem varmış...
Ben uslanmaz bir vakaymışım, ütüyü parmakla değil avuç içi ile kontrol edecek cinsten aptal cesaretli, gözü hiçbirşeyleri görmeyecek kadar sevebilen, kızdı mı tükenmez kalem silgisi ile yok eden...
Bazen olur olmaz küfrediyormuşum pek kallavi, annem çok kızıyor, koca eşşekkkk diye geri küfrediyor....
Sevdiğinle sevişmek, severken sevişmek, sevişirken sevilmek, sevgilimle sevişmek dünyalara bedelmiş...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder