Beni tanıyan bilir, baba ilk sevgilidir, sevdiğimdir, yere göğe sığdıramadığım, en yakışıklım, tek sözünü dinlediğimdir... Sonra Fenerbahçe gelir sevdiğim, senelerdir maçlarına gittiğim, uğruna cop yiyip, toto üzerine bir koca ay oturamadığım, dikenli teller içine düşüp bacakta fiyakalı bir faça ve bolca tetanoz iğnesi kazandığım, yıllarca ses tellerimi zedelemek sureti ile artık en ufak viyaklamada bir erkek kimliğinde konuşmaya devam ettiğim, koskoca hatun olup Fenerbahçe aşkına hareketler çekerken televizyonlara çıkıp, annemden fırça yediğim....
Dün büyük aşkı içinde duyan herkesin biraz korkarak ama hep inanarak, sonuna kadar destekleyerek, sarı ve laciverte büründüğü bir gündü... İlk aşk, karısını aldı yanına, Beşiktaşlı olmasına rağmen o... Şans getirecek bize, dedi... Kız kendi arkadaşıyla yaptı programını, oradan oraya gezip, alkollü her içeceği denerken... Muhteşem bir maç, bitmek bilmeyen dakikalar, yenilen aptal bir gol, ümidi hiç kesmeme, sürekli dualar, bitişe yaklaşırken artan stres, sinir, ve bir dallamanın gaza gelip yaptığı anons ile atan şalterler...
Şampiyonluk umutlarını son dakikaya bırakan her takımın taraftarı gibi zaten sinirli olan insanlar, bir de şampiyon olmadıklarını bir yanlışlık sonucu sahanın ortasına koştukları sırada anlayınca çıldırdılar... Genci, yaşlısı, eğitimlisi, eğitimsizi, varoşu, lüks semtlisi, locası, açık tribünü hiç farketmedi, herkes tepkisini verdi kendine göre... Bazıları yaktı, bazıları muhtemelen bir kaç haftaya para verip yeniden alacakları koltukları yerinden söktü attı, bir kısım taşladı, başkaları camı çerçeveyi yere indirdi bol küfür, hiddet ve şiddet eşliğinde... İlk aşkın karısı önce sinirlendi, sonra çok korktu, zar zor kaçtılar tüm taş, cam ve ateş yağmurunun altında... İlk aşkın ağzını bıçak açmıyor dün geceden beri... Yaşadığı stres, duyduğu hayalkırıklığı, içinden kendini ve karısını kurtarmak zorunda kaldığı terör sessizleştirmiş onu! Masasının üzerinde yeni sezon bileti için evraklar, eline aldıkça gözleri doluyor, bu kadar sevmesine rağmen, bu kadar haksızlığa uğratıldığı için, içi elvermiyor yine de senelerdir gittiği koltuktan ayrı kalmaya, gönül verdiği takımını yalnız bırakmaya... sonuçta söz vermiştik biz ilk aşk ile ben küçücükken ve kaybedilen bir maç sonrası çok ağlarken, yağmurda, çamurda, yenilgide, galibiyette, başarıda, başarısızlıkta hep yanındayız diye...
Bizim camiamızda bir kazanan yoktu dün ya da hepimiz kazandık belki de cinnet geçirip, etrafı; gözü dönmüş şekilde harap etme kupasını... Vatana millete hayırlı olsun, Fenerbahçe nurtopu gibi bir ilke daha imza attı, geri kalan tüm takımların rengi belli oldu, Bursaspor şampiyon oldu, Fethullahçı Etruğrul Sağlam'dan daha da çok nefret ettim paytak paytak saha da yürürken, Şükrü Saraçoğlunun tam düzeltiyoruz dediğimiz çimleri yeniden harap oldu, 10 senedir anons yapan adam artık ancak saz arkadaşları ile birlikte pavyonda tutar mikrofonu, Aziz Yıldırım yalan oldu, Fenerbahçe yine de benim gönlümün şampiyonu oldu...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder