Benim tek çocuk olduğumu bilmeyen duymayan kalmadı sanırım... Tek çocuk şımarıklığını geçelim, bildiğin yaramazım ben... Ya da bir dakika! Otuz olmuşum, bir kaç aya evlenmişim, bu yaramazım lafı pek ağır geldi yüzleşince... Yaramazdım! Çocuktum çünkü, kız olduğum için herşey bir "yapma etme!" üzerine kurulmuştu, bende hep yaptım ve ettim! Zamane ismi yaramazlığın hiperaktiflik olduğunda ben çoktan 20leri yarılamıştım, ama annem bu yeni terimi duyar duymaz "bizimki hiperaktif" diye dolaşmaya başlamıştı ortada...
Tamam hareketliydim biraz... Çok erken yürümüştüm, ilk kelimem rahmetli hiç hatırlamadığım dedem sagolsun hipopotam olmuştu, anne babayı bilmeden karga diyerek karga peşinde koştum, 1,5 yaş civarı saklambaç mantığını yarım yamalak dinleyip bir çöp konteynırında saklanmak sureti ile ailemi çıldırttım, insan severdim kim ilgi gösterse peşinden hoplaya zıplaya giderdim, kırılmadık kol, bacak, parmak yok, el parmaklarım hepsi ayrı bir yöne bakması ile ünlüdür, burnum iki kere kırıldı, birinde saftorikçe yürüdüğüm sokakta kavganın içerisinden geçme eğiliminde bulunup ilk yumruğu yiyip nakavt olduğum sırada, arkadaşlarım oyun oynamaya çağırıyor diye 1.kat balkondan atlardım, hasta Fenerbahçelilikten deplasmanlara gittiğim sıralarda döner bıçaklı grubun içinde itiş kakışa takılıp bacağıma demir çubuk girdiği için abuk bir şehrin abuk bir nöbetçi eczanesinde tetanoz aşıları yedim (hala nefis bir faça vardır bacağımda), çocuk bağlama sistemleri ben küçükken daha Türkiye'de satılmadığı için annem beni köpek tasması ile bağlardı, Barbie'lerim çok az oldu onlarda kutusundan hiç çıkmadı zaten, bir bmx bisikletimi bir de uzaktan kumandali damperli kamyonlarımı çok severdim, çok kardeş istediğim bir dönemde odanın içi baba ve annemin dahiyane fikri olan "lahana bebek alalım belki kanar" lahana bebekleri ile dolmuştu, içlerinde en çok zenci olanı severdim, genelde çoğuna bıyık sakal çizerdim, orada burada elleri ayakları koyup sallanmaya bayılırdım bu sayede evin kaloriferine kafa atmıştım, ellerimi çekersem sallanmaya devam eder miyim mantığı ile, hala alnımda koca bir iz vardır iftihar ile gösterdiğim...
Sonra bir adam tanıdım... 500 kişi arasında herkesin durduğu an kendisini zıplayarak bana gelirken gördüğüm, sonrasında gözümün kimseyi görmediği! Çipi var benim sevgilimin size gizliden söylemem gereken, tam kafasının arkasında benim alnımdakinin tam tersi yöne, minicikken sinirlenip kafasını yatağın kenarına geçirmek sureti ile elde ettiği... İlk küfrümüzü aynı yaşlarda etmişiz sevgiliyle! O çip yarası dikilirken ilk eşşoğuleşşek'ini savuruyor havaya, ben golümüzü saymayan o. ç. hakeme sinirliyim! Daha kafasındaki dikişler dururken burnunu kırıyor, onu düzeltirlerken kaşı yarılıyor... Hepsi 15 gün içinde, anne baba bezgin, yaşadığına dair belirtileri bebekken ağzının önüne ayna koymak sureti ile anlaşılan büyük (canımmmm) abla sinirli! Kaykaydan düşmeler, board yaparken beli kırmalar, Tayland'da sular yükselince kaybolan oteline ulaşmaya çalışırken kayaya çarpıp dizini parçalamalar gırla...
Sonra bu tanıdığım adam hayatım adam oldu... Sanmayın vukuatlarımız daha az yaralarımız hiç yok! En başta biz birbirimize sarılıp hoplaya zıplaya dansetmeyi çok seviyoruz, hep çarpıyoruz bir yerlerimizi, bu cepte! O benim gözümü çıkarabiliyor mesela, yanlışlıkla parmağı ile retina mı çizmek sureti ile, bu da diğer cepte! Tatile gittiğimizin ilk günü bileğini dubalarda parçalayabiliyor, çıkıp üzerinde 13 yaş grubu arkadaşları ile koşmak isterken, bunu arka cebe atıyorum! Ben gecenin bir körü, sabaha karşı bahçede yalın ayak kafa bir dünya dans ederken begonvilin en büyük dikenine basmayı becerebiliyorum ya da, buna cep kalmadı değil mi?
Sonra tüm bunları çeşitli kereler bir araya geldiğimiz yemeklerde ayrı ayrı dile getiren aileler, en son yemekte dua etmeye başladı bizim ve bizden olacak yeni nesil için... Gözümüz korkmuyor değil, o yüzden annelerden EN AZ birine yakın bir ev arıyoruz, yeni mahsül çok problemli çıkarsa bilir kişiden yardım alabilelim diye... Sevinmiyor değiliz, bizim birleşimimiz kesinlikle muhteşem olacak... Anlaşamıyor gibiyiz, sevgili kız çocuk istiyor ben bir futbol takımı ( OK, Mini futbol takımına da fit'im) kadar erkek!
Lütfen zamanı gelince siz de dua edin, ben sizi haberdar edeceğim!
romantik komedi tadında :))keyiflendim,duygulandım bi tuhaf oldum,çocukluğuma gittim geldim.bi çok blog okuyorum ama en gerçek gelen,en dokunansın...okumadan,yorum yapmadan duramıyorum.coşuyorum anlamadım ...
YanıtlaSil:))) Çok seviniyorum bende güzel yorumlarına! Ben anlatmaya devam edebildiğim sürece edeceğim umarım sende seversin beni, bizi daha çok...
YanıtlaSilbu enerjinle seni,sizi ve sizden olacak olanı sevmemek zor:)) takım kurma konusunda çok haklısın,sevgi pıtırcıklarınızla daha güzel olur hayat.keşke sizden çok çok olsa, bu dünya daha eğlenceli olurdu...ha gayret :)
YanıtlaSilahahahha pıtırcık :) bayıldım ! Söz elimden geleni yapacağım :)
YanıtlaSil