24 Kasım 2010 Çarşamba

EVET :)))))


Bir adam var hayatımda son 15 aydır, hayatı gerçekten keyifli kılan, bana baktığında gözlerinin ışığını hissettiğim, sabahları yanında; başım kalbinin tam üzerinde uyanmazsam mutsuz olduğum, bardan bulduğum, önceleri birbirimizi duvardan duvara donda salladığımız, sonraları işin içinden çıkamayıp çok aşık olduğumuz, onunla geçen zamana hem sevinip, hem geçtiği için üzüldüğüm, kahkalarımın ucunu bucağına sığdırmayan!!

son on beş ayın en güzel süprizini yaptı bana beraber gittiğimiz New York'da... Herkesi, herşeyi ayarladı, havalimanı güvenliklerini kafaladı, arkadaşlarımızı susturdu, uçakta horlayıp herkesin sempatisini kazandı, benim "ama ben central park'a gitmek istemiyorum, Harry Potter vizyona giriyor"larıma kulak asmadı, çok heyecanlandı, tüm hamlığına rağmen küreklere asıldı ve 19 Kasım Cuma günü Central Park'da gölün tam ortasında kaçamaycağıma kanaat getirip " bu hayatı seninle paylaşmak istiyorum ya sen" dedi...

Evet :)

Kayıktan düşme pahasına kucağına zıplamam evet....

bir hayatı onunla paylaşmam tüm tatlı ve bazende en acı anlarında evet...

Ondan -gönlün istediği bir futbol takımı, şartların el verdiği bir kaç- çocuk yapmak evet...

Mutlu kocaman bir aile olmak evet...

Bu blog'un bir evlilik blog'u olması mı? hahahah kesinlikle hayır :) Sevgili halen daha çok kızıyor orada burada adının geçmesine.... 

Toparlanın düğünümüz var, ama ondan önce bir kafayı, uykuyu ve resimleri toparlayıp "Burçin New York'da" anlatıcam herkese ...

10 Kasım 2010 Çarşamba

Top 10

Kendinden başka kimseyi görmeyen, bilmeyen, trişkadan dinleyen herkese kılım! Biiiirrr!

Çatısı akan evimi on yüz milyonuncu kere ziyaret edip, bir bok beceremeyen ev sahibi ile aram bozulacak gibi ikiiiiiii!

Fena gidesim geldi, ama zaten az da kaldı iki güne okyanus ötesine uçuyorum sevgili ile, üçççç!

Hayvanlara kötü davranan herkese kafa atasım var döööörttt!

72 yıldır yokluğunu hissetiğimiz ATA'ma her zamandan daha fazla ihtiyacımız var, ama onun keyfi yerinde sanırım hiç ilgilenmiyor bizimle bozuluyorum, beeeşşşş!

Pamuk'u çok özledim, geçen gün evinin önüne gittim, camdan çıksın bana el sallasın istedim, ayaklarım evin içine gitsin istedim, kokusunu duyayım, sigara böreğini yiyeyim, benimle konuşsun, mutlu olsun anlatacaklarıma istedim, OLMADI!! altııııııııııııı!

4 kere üst üste çorap kaçırdım bugün, zevzeğin önde gideniyim, yediiiii!

He bir de zona vari bişi çıkardım alnımın tam ortasında, şimdi çoğu gitti izi kaldı biraz koyuca, sevgilim Hintli olduğuma inanıyor, yazın güneşte yanıp Mayalı sandıktan sonra, sekizzzzzzz!

Şiddetle bir güney afrika penguenim olsun istiyorum, nasıl bir çözüm bulucaz bilmiyorum, dokuzzzzzzz!

Kasım ayında bu kadar güzel hava hayra alamet değil, ama çok hoşuma gidiyor, onnnnnnn!!

4 Kasım 2010 Perşembe

Bonus Material :)

Hiç susmam demiştim sana...

Annem hep der çok konuşuyorsun diye... Bazen , daha küçükken, okuldan eve döner, bütün gün zaten işte shaftı kaymış anneme anlatır da anlatırdım! Hatırlıyorum surat ifadesinin bir kaç saat sonrasında ne kadar boş baktığını, nasıl kafasının şişmiş olduğunu, nasıl aslında bakıp da dinlemediğini :)

Hep çok konuşurum ben, anlatacaklarım illaki vardır, oraya buraya laf atmasını severim, en olmadı yalnızsam kendi kendimle konuşurum, televizyondaki adamla konuşurum, çiçeklerimle konuşurum...

Bir tek uyurken konuşmuyorum...

Ama uyurken uyandırılınca harikalar yarattığımı keşfettik yeni yeni...

İlk tecrübe sevgili için biraz korkutucu, benim için anlamsız, ertesi gün ikimiz içinde büyük kahkaha konusu... Koltukta uyunan bir gecenin ortasında yatağa gitmek için sevgili tarafından uyandırılan ben onu kolla, bunu ara, kapıya gidelim, belki ordadır diye ortalığı o kadar karıştırıyorum ki benim uyku sersemi sevgilim sarsarak kendime getirdi beni, saatlerce güldüm korkmuş suratının haline... Olay her ne kadar bir ara " sen beni rüyanda kiminle aldatıyordun" a dönmüş olsada, ertesi gün sevgiliden kendimi seyrettikçe yerlerde süründüm gülmekten!

Geçti, bitti, bir kerelik diye bir kaç gün gülüp sonra unuttuğumuz olay geçen hafta yine tekrarlanınca ve ben anlamsızca yine sağa sola koşturup (hiç üşenmeden hem konuşup hem spor yapıyorum iki uyku arası) birşeyler anlatınca karar verildi, beni kimse yerimden kıpırdatmayacak uykum derinken... Ne ilişkinin ne de benim sevgilinin üçüncü bir pandomimi kaldırabileceğini sanmıyorum çünkü...

Ne var, niye deli diyorsunuz ki.. Bazı hatunlar var horluyor gece, bazıları var pırtlayıp duruyor, ben uykumda sessizim, ama uyandırırsanız saçmalıyorum işte...

Hamiş 1 Resim Dmitry Maximov'un...

Hamiş 2 Sevgili kızacak yine benden bahsediyorsun arada diye, çaktırmayın!

PMS - DMS - AMS...


Biri bana biz hatunların hayatını bir ucundan ya da diğerinden kolaylaştıracak birşey çıktı desin ve de kullanalım bakalım işe yarıyor, gidip altının tam ortasından öpücem o şahsı...

Her acılı, ağrılı, kanlı, hayattan çalan hatta küstüren olay nedense bizim başımızda... Gel gör ki erkek milleti çükün ucundan bilmem kaç milim et aldırıyor - ki genelde de artık bunu doğar doğmaz yapıyorlar - sanki kolları ampüte edilmiş gibi bir ömür anlatıyorlar! Yahu dangalak, anlamamışsın bile ne olduğunu! Hadi anladın diyelim - bazılarını askere giderken sünnet ediyorlar çünkü - o zamanda zaten ailen toplamış eşi dostu akrabayı altınlar takılmış, oyuncaklar alınmış... Daha ne istersin 2 milimlik kayba bütün çocukluk çeyizin çıkmış!

Her hem cinsin başında, bana bir ayrıcalık yapın da bazılarından kurtulayım deme şansım yok! Dolayısıyla şikayetimi evrene yazıp yolluyorum ben! Bıktım sevgilinin beni abuk subuk davranışlarım karşısında "PMS değil mi?" diye mazur görmesinden!! Bıktım tam "Ohhh bu hafta sonu duvardan duvara" planları yaparken en kanatlılar ve en babaanne donları ile kös kös oturmaktan!! Bıktım biraz geç kalsa üzerine işemeyi bir türlü beceremediğim çubuklarla tuvaletlerde squad yapmaktan!!

Ve bıktım sevgilinin bu PMS konusunda çok haklı olmasından! İzliyorum kendimi her ayın o muhteşem günlerinde, tam bir psikopatım! Durduk yere kavga çıkarmaya, ota boka kızmaya, kurup kurup kudurmaya o kadar meyilliyim ki, kendimi bile korkutuyorum Yedikule zindanları gibi karışık komplo teorilerimden! Bağırıp çağırmalarımın ne başlangıcı ne sonu bellli değil, adamcık çözemiyor soruyor her seferinde " sen şimdi ne demek istedin, benden ne yapmamı bekledin" diye...

Bu sebeptendir ki ben iki günlük PMS - bir de 1. gün DMS'de tüm dünyadan izin istiyorum! Herkes mümkünse huyuma gitsin, gidemeyenler için arka koltuklarda boş yerlerimiz var, mümkünse gözüme gözükmesin!

Merci...